Güzel Günlere Merhaba! ~5~
- Şeyma Demirci Yıldırım
- 11 Tem 2016
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 28 Mar 2021

Umuyorum ki kendini sevme görevini layıkıyla yerine getiriyorsundur ve kendin için olumlu anlar yaratmayı ihmal etmiyorsundur. Zamanını iyiye kullanmak ve güzel anları çoğaltmak senin elinde. İster çok zor yaşam şartların olsun, ister doyumsuz biri ol. İki durumda da kendindeki olumsuz yönlerinden ödün vererek mutlu olman mümkün.
Önüne geçemeyeceğin, belki hayatının tamamını etkileyen kötü şeyler yaşadın. Maddi durumun kötü ya da sağlık durumun. Belki en sevdiğinden ihanetin ne kadar acı bir şey olduğunu öğrendin, belki de en sevdiğini kaybettin. Belki bedeninden bir parça artık senin değil. Belki zor bir hastalıkla cebelleşiyorsun. Hatta en sevdiğinin en zor anlarına şahit de oluyor olabilirsin. Tüm bu kötü olaylar haricinde belki de sadece doyumsuz birisindir ve başkalarının mutluluğu seni mutsuz ediyordur. Elinde çok güzel imkanlar vardır fakat ya sen daha fazlasını istiyorsundur ya da istediğin bunlar değildir. Kim bilir? Belki bu saydıklarımı okurken birine "A evet, işte tam da ben!" dedin, belki de "Sende amma yaptın!" diyerek abarttığımı düşündün. Bunların hepsi bugüne kadar dünya üzerinde yaşanmış, yaşanmaya devam eden ve yaşanacak olan olaylar. Hepimiz mükemmeli hayal ediyoruz fakat hayatın karşımıza ne çıkaracağından hangimiz haberdarız? Umut denen şey işte bu yüzden var. Dünyadaki tüm bu kötülüklere rağmen güzellikleri de görebilmek adına bahşedilmiş bir yaşam kaynağı. Yaşadığınız bir gün sizin için çok sıkıcı, yorucu ya da üzücü olabilir. Peki bu dünyada hiç güzel bir şey olmuyor anlamına mı geliyor? Tabii ki hayır. Biraz gözümüzü kendi burnumuzun ucundan kaldırıp da çevremizi incelemeye başladığımızda bize bunca kötülüğü sunan bu hayatın içinde aslında çok büyük güzelliklerin de olduğunu göreceğiz.
Çok yorucu bir haftaydı. Okulunuzu, çevrenizdekileri hiç mi hiç sevmiyorsunuz. Yapmak zorunda olduğunuz şeyleri bir bir yerine getirirken enerjiniz çekiliyor ve hiç mutlu değilsiniz. Oturup sakin kafayla düşünün bakalım, hiç mi kuş cıvıldamadı çevrenizde? Hiç mi rüzgar esip de saçınızı savurmadı? Hiç kafanızı kaldırıp da bakmadınız mı gökyüzünün uçsuz bucaksız güzelliğine? Hiç bir insan evladı da mı tebessümle bakmadı yüzünüze? Radyoda bir anda sevdiğiniz şarkı çalmadı mı hiç? Hayat içinde o kadar çok olumlu yön barındırıyor ki biz ne aradığımızı aslında bilmediğimiz için onu yargılayıp duruyoruz. Sabah yatağınızdan kalkmanız bir şükür sebebi mesela. Ailenizin size günaydın diyebildiği bir sabaha uyanmak. Ya da o kuşun sesini duyabilmek, o gökyüzünü görebilmek, o rüzgarı hissedebilmek... bunların hepsi birer şükür sebebi. Bir düşünün, sizin bu farkında bile olmadan sahip olduğunuz şeylerin hayalini kuran binlerce insan var. Bunun için ister dünyanın yükünü sırtında taşıyormuş gibi hisset istersen de sadece doyumsuz olduğun için mutsuz ol, her ne olursa olsun dünyada güzel görülecek çok taraf var ve hiçbirimizin daha fazlasına ihtiyacı yok. Bu senin bakış açının olumsuzdan olumluya kaymasıyla farkedebileceğin bir şey. Mutluluğu bir olaya, bir kişiye ya da bir nesneye bağlamak hayatta kendine atacağın en büyük kazık ve yine kendine söylediğin en büyük yalan olur. Mutluluğu başkalarında, başka yerlerde aramaktan vazgeç. Mutluluk sensin, mutluluk senin içinde. Şimdi olumlu yönlerini yeniden tanıma zamanı. Bu konuda sana meydan okuyorum! Bakalım hangimiz dünyaya daha Pollyanna bakabiliyoruz? Sınırlarını zorlamayı unutma!
Kendini çok seviyorsun!
Belki inanmazsın; ben de seni seviyorum!
İlk yazıdan buraya kadar gelmen demek ne kadar farketmesen de gerçekten değişmek istediğinin bir kanıtı!
Comments