top of page
Ara

Onaylanma Arzusu


Onaylanma arzusu; her yaştan bireyin içinde bulunduğu toplumdan almak istediği olumlu dönütler olarak açıklanabilir. Alınan yeni bir eşya, stilde yapılan bir değişiklik, tamamlanan bir iş, elde edilen bir başarı, yapılan herhangi bir iyilik gibi birçok farklı konuda hepimiz taktir ve onay bekleriz. Onaylanma ihtiyacına yeni konuşmaya başlamış bir çocuk da olsak, ömrümüzün son demlerinde de olsak hepimiz sahibiz. Onaylanmak her bireyin ihtiyacıdır fakat ihtiyaç düzeyi hepimiz için aynı değildir. Kimine başarısı sonucunda iletilen ufak bir tebrik notu yeterliyken kimi için çok yüzeysel kalabilir; hatta ima ya da eleştiri olarak algılanabilir. “Saçlarımı kestirdiğimi ben söyledikten sonra fark ettin, demek ki yeterince güzel göründüğünü düşünmüyorsun” cümlesi onay ihtiyacı karşılanmamış bir bireyin cümlesidir ya da “Bunca zaman sonra sadece tebrik etmek için aramış olamaz, kesin altında bir ima yatıyor” fikri tatmin edilmemiş onay arzusunun bir yansımasıdır.



Onay arzusunun bireylerde farklı seviyelerde kendini hissettirmesinin nedeni kişilerin benlik algısına, öz saygısına dolayısıyla da yaşam örgüsüne bağlıdır. Yaşam boyu öz saygımızı zedeleyecek durum ve kişilerle karşılaşabiliriz. Ailemiz, öğretmenlerimiz, yetiştiğimiz çevre, okul ve iş yerlerimizdeki birebir muhataplarımız zaman zaman benlik algımızı sorgulamamıza neden olabilecekken; yetişkinlikte onaylanma ihtiyacı yüksek olan bireylerin genellikle aileleri tarafından onaylanmamış, ötekileştirilmiş, sevilmemiş, fark edilmemiş çocuklar oldukları saptanmıştır. Hiçbir başarısı taktir edilmeyen, sevgi ve sahiplenilme ihtiyaçları karşılanmayan çocuklar yetişkinlik dönemlerinde kimi zaman mükemmeliyetçi ve eleştiriye kapalı bireylere, kimi zaman sorgulamadan, kendi doğrularını göz ardı ederek herkese uyum sağlamaya çalışan bireylere; kimi zamansa bu eksik yanlarını gizleyebilmek adına bağımsız, sorumsuz ve alaycı tavır sergileyen bireylere dönüşebiliyorlar. Başkalarının onayını herkesten daha çok önemseyip daha çok ihtiyaç duyma özellikleriyse bu grupların ortak yanları.



Onaylanma ihtiyacı yüksek olan kişiler geçmişlerinde karşılanmayan taktir edilme, sevilme, saygı duyulma gibi ihtiyaçlarını giderebilmek, kabul görebilmek için kendi fikri olmayan fikirleri savunabilir, kendi özelliği olmayan tavırları sergileyebilir, kendi isteği olmayan eylemleri gerçekleştirebilir. Kendine ait olmayan bu davranışlar ulaşmak istediği saygınlığa ve sevgiye ulaşmak yerine kimsenin saygı duymadığı ve ilk fırsatta uzaklaştığı birine dönüşmesine neden olabilir. Çünkü sanılanın aksine insanlar –bedenlerini egolarının değil beyinlerinin yönettiği insanlardan bahsediyorum- çevrelerini kendini her koşulda onaylayan, pohpohlayan kişilerle değil; kendi fikri, doğruları ve çizgileri olan kişilerle kuşatmak isterler.



Onay arzusunun kontrol edilebilmesi için öz saygı, öz sevgi ve öz güvenin geliştirilmesi gerekmektedir. Geçmişte açılan ufak hiçbir yaranın izi kalmaz ancak bir yaranın acısı kendini yetişkinliğinde de hissettirebiliyorsa izleri hala ruhunda demektir. O izleri yok etmek kolay değil ancak yok etmeye çalışmak zorunda da değilsin; bu boşuna bir çaba demektir. İzleri geçirmek için hafızanı sildirip başka bir insan olmak bir seçenek belki, fakat bu lükse sahip değilsen o izleri kabullenmelisin. Öncelikle şunu bilmelisin ki ailenden ya da herhangi birinden görmek istediğin ama göremediğin o sevgi, onay adı her neyse, onu bir başkasından görmek geçirmeyecek yaralarını, çünkü yaraları açanlar tedavi ettirmeye çalıştıkların değil. Hatta maalesef yaralarını açanlar seni şimdi tedavi etmeye kalksa da tamamen geçmeyecek o iz çünkü bu sefer de zamanlama çok yanlış; kabuk çoktan düştü, iz seninle birlikte büyüdü bile. Yapacağın tek şey onunla büyüdüğünü kabul edip kendini herkesten önce kendi onayına, sevgine, saygına maruz bırakman. Kendini bunların hiçbirine layık görmüyorsan eğer; layık görebileceğin bir insan nasıl olursa öyle olmak için çabalaman. Başkalarının eksik bıraktıkları yerler için kendini değersizleştirmeyi, hor görmeyi, kendine tam da onlar gibi davranmayı bıraktığında ömrünü daha anlamlı kılabilirsin.



 

Onay beklediğin kişiler gibi bir akla, iki göze ve bir vicdana sahipsin, eksik kalır hiçbir yanın yok. Başkalarının değer yargılarına hitap etmek için kendinden olmamanı ve kendi onayını önce kendin vermeni öneririm. ❣ ☺

54 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Bu Ben Miyim?

DİĞER İÇERİKLER
Search By Tags
Follow Us
  • Facebook Social Icon
  • Twitter Social Icon
  • Instagram Social Icon
bottom of page