top of page

Tecrübe

Güncelleme tarihi: 28 Mar 2021


ree

Yaşam boyu en büyük yanılgılarımızdan biri verdiğimiz her emeğin somut bir karşılığının olacağını ya da hayatımızda her şeyin belli bir standartta ilerleyeceğini, asla gerilemeyeceğimizi, olumsuzluklarla karşılaşmayacağımızı sanmamızdır. Elbette hiç kimse yaptıklarının boşa gitmesini, vaktini boşa harcamış olmayı ya da halihazırda yolunda olan işlerin yön değiştirmesini istemeyecektir. Fakat durumun bu kadar olumsuz olmadığını anlamamız gerekiyor.


Yaşamak fark edebilene içerisinde birçok şeyi barındıran bir fiil. Hüzünler, mutluluklar, başarılar, dibe batışlar, sahip olunanlar, yitirilenler… derken tüm bu olgu ve durumların aslında tek bir anlam ifade ediyor oluşundan bahsedeceğim bugün; tecrübeler. Tecrübe deyince akla ilk gelen görmüş geçirmişliktir ve genel anlamda da yaşla orantılı olduğu savunulur. Elbette yaş ilerledikçe hayatta karşılaşılan kişi, olay sayısı artacak ve bunlar değerlendirilebildiği kadar hayat tecrübesi puanı olarak hanede yer alacak ama ben tecrübenin sadece yaştan ibaret olduğu düşüncesinde değilim. Yeryüzü herkese farklı yaşam tarzı, coğrafya, kültür gibi imkanlar sunar ve ayrıca neredeyse aynı imkana sahip yetiştiğimiz aile üyelerimizle bile çok farklı yaşam öykülerine sahibizdir. Belli başlı tecrübeleri elbette zamanı gelmeden elde edemeyeceğiz ama insan yaşamındaki bu değişkenlik tecrübe olarak adlandırılacak birçok yaşanmışlığın farklı zaman dilimlerinde deneyimlenebileceğinin kanıtıdır. Deneyimlemek demek yaşamaktan ibaret değildir; yaşanılanların tecrübe olduğunu görebilmek ve tecrübelerle kendini pişirebilmek demektir ve bu herkesin başarabildiği bir şey değildir. Bu sebepten yapısal değil; tecrübelerin insana kattığı olgunluğu elde edememiş yaşça büyük insanlar da tanıyabiliyoruz, olgunluğu doğuştan bahşedilmiş gibi her olayda kendini geliştirecek bir şeyler arayan gencecik insanlar da. İşte bakış açısı tam olarak bir ömrü nasıl yaşayacağımız, değerli kılabileceğimiz kadar önemli.


Zorluklar hepimizi beslemiyor, biliyorum. Tamam isteklerimiz altın tepside sunulmasın belki ama başardım demek de bu kadar zor olmasa mıydı acaba? Ya da isteklere ulaşma yolunda hep örneği verilen şu doğrusal grafiği mi istiyoruz? Yıldırıcı etkiler, hedefe giderken tırmanılan basamaklar, sapılan yanlış yollar, kaybedilen zamanlar, vazgeçişler… Konu ne olursa olsun, hepimize çok tanıdık değil mi? Peki tüm bu engeller çıkmasaydı yolumuza ve öylece her istediğimize ulaşsaydık? Çok sevdiğim bir söz vardır, kötülük olmasaydı iyiliğin kıymeti bilinmezdi diye. Yaşamdaki birçok zıtlığı bu inanışa bağlayabiliriz bence. Her istediğimize anında ulaşabilseydik isteklerimiz değerini yitirir, her gün bizi yaşamaya iten amaçlarımız ve hayallerimiz yok olurdu. Başarısızlıklarımız olmasaydı başarılarımızın tatmini kalmazdı. Elbette gittiğimiz yollar bizi yoracak ki vardığımızda ulaşmanın, dinlenmenin hazzını yaşayabilelim. Tüm bu yol boyunca karşılaştığın engeller, yaşadığın düşüşler, kaybettiğin zamanlar ilk bakışta koca bir çöp gibi gelecektir fakat sonucunda istediklerini elde ettiğinde, mutlu olduğunda bu uğurda attığın her yanlış adımın varmanı sağlayan derslerinden sadece biri olduğunu göreceksin. Bundan sonra hayatında bu gibi kaç tane yola çıkacaksan hepsinde kullanabileceğin bir yol haritasına dönüşecekler. “Nereden gideceğim?” gibi bir soruyu çözmeyecekler elbette ama “Nereden gitmeyeceğim?” sorusuna kesin birer cevap olacaklar. Öğrenme sürecindeki çok sevdiğim şu mantığı hatırlayalım birlikte; hata yapmaktan korkma, hata yapmazsan bunun hata olduğunu görüp doğrusunu öğrenemezsin. Gerile, tökezle, hatta bazen dibe bat. Sen bu süreçte neler yapman ya da yapmaman gerektiğini öğrendiysen eğer hiçbir emeğin boşa gitmeyecektir, o çok istediğin sonuca ulaşamasan bile. Unutma ki hiçbir tecrübeni oturduğun yerde arttıramayacaksın, inişli çıkışlı uzun yollara mal olacak ama yaşamak denen şey tam da bu aslında. Hiç hareket etmiyor dediğin ağaç bile öylece durmuyor, köklerini de dallarını da engelleri aşarak, farklı yollar deneyerek uzatıyor yerküreye ve gökyüzüne doğru. Çünkü yapması gereken, bildiği tek şey bu; devam etmek. Eminim kaldırım taşını delip filizlenen çiçeklerin “doğa bir yolunu bulur” diye yorumlanan görsellerine denk gelmişsindir. Sen de doğanın bir parçasısın. Ne olursa olsun, belki aynı yoldan değil ama eğer gerçekten bulman gerekiyorsa bir şekilde varış noktanı bulabilirsin.


Diyelim ki varış noktana ulaşamadın yine de yaşadıkların arkanda koca bir tecrübe dağı oluşturacak ve bu dağ sana yeni yolculuklara çıkmanda ihtiyacın olan cesareti sağlayacak. Tabii ki o dağı başarısızlık dağı olarak değil, tecrübe dağı olarak görürsen, “Bir kere denedim yapamadım” olarak değil; “Önceki sefer neleri yanlış yaptım, neleri değiştirmeliyim?” olarak değerlendirirsen. Hayatta edinebileceğin tecrübeleri “ya sona varamazsam” deyip yola çıkmayarak geri tepmemeni, her yaşadığında kendine katacak bir şeyler arayıp bulmanı diliyorum.



Ne demiş Samuel Barclay Beckett;

“Hep denedin. Hep yenildin. Olsun. Yine dene. Yine yenil. Daha iyi yenil.”

Yorumlar


DİĞER İÇERİKLER
Search By Tags
Follow Us
  • Facebook Social Icon
  • Twitter Social Icon
  • Instagram Social Icon

© 2023 by DO IT YOURSELF. Proudly created with Wix.com

bottom of page