Tercihler
- Şeyma Demirci Yıldırım

- 21 Şub 2021
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 28 Mar 2021

Yaşam boyu attığımız adımların, saptığımız yolların hepsi doğru olmayabiliyor. Bunlar kimi zaman hayal kırıklıklarına neden oluyor, kimi zamansa koca hayatını yörüngesinden çıkarabiliyor. Doğru ve yanlış, iyi ve kötü kavramları sabit değillerdir, bizlerin onlara yüklediği anlamlarla şekil alırlar. Senin memnun olmadığın “kötü” hayat standartların bir başkası için mumla aranır “iyi” bir yaşamı ifade ediyor olabilir ya da daha basit bir örnekle birine kurmayı tercih ettiğin, sonrasında “Ben şimdi ne dedim de kırıldı ki?” diye savunduğun masum cümlen karşındaki insan için kapanmamış yaralarına tuz basmakla eşdeğer olabilir. Kısaca hayatta değerlerimiz, algılarımız çok farklı ve bu sebepten yapılan bir tercih herkes için bambaşka anlamlar ifade ediyor olabilir. Peki yaptığım seçimlerin doğru olup olmadığını, yanlış sayılan seçimlerim olduğunda ne yapmam gerektiğini nereden bileceğim? Biraz irdeleyelim.
En başta hayattaki gayen toplumun, çevrendekilerin oluşturduğu iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin gibi kalıplara uymaya çalışmak olmamalı. Algıların, bakış açın yer aldığın toplumdaki tüm algılarla örtüşmek zorunda değil, öncelikle bunu kabullenmelisin. Demek istediğim şey sürekli aşırı ol, kalıplara sığma, toplumun onayladığı hiçbir şeye uyma, tek derdin o toplumdan sivrilmek olsun, değil. Demek istediğim; benliğin ile bu kalıpların karşı karşıya kaldığı her durumda kendini suçlamanın yersiz olduğu. Sürekli unuttuğumuz şeyi hatırlat kendine, insan denen varlık biriciktir. Hepimiz doğar, büyür, günü geldiğinde de ölürüz. Hepimiz yaşamımızı sürdürmek için temel ihtiyaçlarımıza gereksinim duyarız. Fakat fark et, bu en temel ortak noktalarımız bile öyle değişken ki. Hepimiz doğduk öleceğiz de, yaşam denen süreci o kadar farklı algılıyor ve sürdürüyoruz ki; tüm temel ihtiyaçlarımızı farklı şekillerde, farklı kültürlerle karşılıyoruz. Şu gezegende yaklaşık olarak 8 milyar insanız, yediğimiz yemek, içtiğimiz su bile farklı. (Bkz: Covid-19 Salgınının Varsayılan Nedeni 😒) Fakat gel gör ki tüm insanlığı kapsayan bunca şeyin farklılığına şaşmayan, sorgulamayan, bu alışılagelmişliği değiştirmek için seferberlik ilan etmeyen bizler gidip de farklı fikirlere, seçimlere, duygulara ve isteklere nasıl da karşı geliyoruz. Acaba hangi cüretle? Hepimiz aynı standartlarda üretilmek zorunda olunan birer ürün olsaydık elbette standartları sağlamayanları ayrıştırmak durumunda kalacaktık. Fakat kötü haber, bizler birer nesne değil; kendi hayatını yönetmeye çalışan insanlarız sadece. İşlere bu yönden bakman seni kendini suçlamaktan kurtaracaktır.
Bir tercih yapmadan önce kalıplara uyup uymadığına, çevrenden nasıl dönütler almana neden olacağına değil; kendi içinde bunu ne kadar istediğine, hayatını ne kadar olumlu ve olumsuz yönde etkileyeceğine bak. Kabul görme, daha çok sevilme, kendini kanıtlama arzunun bu tercihin üzerinde ne kadar etkili olduğunu tarafsızca değerlendirmeye çalış. Bu değerlendirmeyi doğru biçimde yapabilmek için kendini çok iyi tanıyor olmalısın. Kaç yaşında olursan ol, başkalarından çok kendin hakkında düşünür, kendin hakkında farkındalıklar yaşarsan hayatta attığın adımları da o kadar doğru (kendin için doğru) seçersin. Başkalarını memnun etmek için tercih ettiğin birçok şey seni ifade etmediği için onu sürdürmenin zulme dönüşeceğini bil, hele ki hayatının çok önemli bir parçası olacaksa. Sırf birilerinin onayını almak için bir meslek, eş, şehir seçme mesela. Kendi seçimin olmadığı gerçeğinden ne kadar kaçarsan kaç gelip seni bulacak. Hayatını başkalarına göre değil, kendi sürdürebileceğin şekilde yaşamaya çalış. Çünkü tercihler senin olduğunda yanlış bile olsalar onları kabullenip yoluna devam etmek çok daha kolay olacaktır. Fakat bir başkası için yaptığın seçimler yanlış olduğunda kendini suçlamaktan yürüyecek yeni bir yol aramak aklına bile gelmeyecektir.
Bir tercih yaptıktan sonra yanlış olup olmadığına karar verirken ilk adresin etikler ve kuvvetliyse eğer; vicdanın olmalı. Kendine soracağın bazı sorular tercihinin doğru olup olmadığını, daha iyi başka bir yolun var olup olmadığını ya da senin bu yolu neden seçtiğini daha kolay anlamanı sağlayacaktır.
❀ Seçtiğin yol gerçekten en elzem yol muydu?
❀ Bu yol sana ya da bir başkasına kasıtlı bir zarar veriyor mu?
❀ Tercihin sen ve tercihinden etkilenenler için etik mi?
❀ Bu yolu tercih etmeseydin neler daha iyi ya da kötü olurdu?
❀ Bu gerçekten senin tercihin mi?
❀ Tercihin sonucunda vicdanın rahat mı ve gelecekte de öyle kalacak mı?
❀ Tercihin doğru ya da yanlışsa, iki zıt yönün de getirilerini ve götürülerini tamamen kabullendin mi?
Unutma ki herkes sayısız kez büyüklü küçüklü yanlış tercihlerde bulunmuşlardır. Önemli olan hata yapmamak değil hatadan alınabilecek en güzel dersleri almaktır. Hayatının büyük bir kısmını etkileyen yanlış seçimler de yapsan şu anki konumunda neleri düzeltebilirsen düzeltip yoluna devam etmek durumundasın. Şikayet etmenin, kendini ya da başkalarını suçlamanın zamanı geriye sarmak gibi sihirli güçleri yok. Kabullen ve tekrar başla bir yerlerden, kendin için en doğru tercihlerle. Hiçbir zaman geç değildir, bunun için hiçbir yaş erken ya da geç değildir. Ne demiş Seneca, “Yaşıyorsak hala umut var demektir.”
Nefesin tükenmeden kendin için bir yaşam inşa et, doğrusuyla yanlışıyla kendi tercihlerinle dolu olsun. Bir gün geri dönüp bakmak aklına geldiğinde “Hayatımı kim için, ne için çabalayarak geçirdim?” demek yerine “Dolu dolu, kendim için yaşadım” diyebilmek dileğiyle. ❣







































Yorumlar