Yüzleşme
- Şeyma Demirci Yıldırım

- 31 Oca 2021
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 28 Mar 2021

Hayatımızı kolaylaştırıp daha yaşanılır kılmanın yollarından biri de doğrusunu bilmediklerimizle, bilsek de anlamak istemediklerimizle, farkında bile olmadıklarımızla yüzleşmektir. Hepimiz bir bilgisayar oyununun parçası olup tüm yaşamımızı sadece parmak uçlarımızla gönlümüzce yönetmeyi hayal edelim, her şey nasıl da berrak değil mi? Fakat hayat ne bir bilgisayar oyunundan ibaret ne de onu yöneten tek kişi sensin. Bu sebepten olumlu ve olumsuz değişimlere, yeniliklere, çevrendekilere, işine, çocuğuna derken birçok etmene bağlı bir hayat sürüyoruz. Yaşamında bu kadar farklı girdinin etkisi olduğunu fark edince yaşadığın ve yaşayacağın tüm karmaşalar biraz da olsa anlaşılır geliyor sanki insana. ☺
İnsan tekdüze bir varlık değil dedik, ister istemez çevresinden fazlasıyla etkileniyor dedik, ne olursa olsun kendimiz için iyi olan yolu bulmaya çalışıp olumsuz da olsa ders çıkaracaktık vesaire vesaire. Peki bir beşer olarak bu değişimlerin sebeplerinin, çevremizde olup bitenlerin, geri kalan insanların, yaşanmışlıkların ne kadar farkındayız? Kaçıyla tam manasıyla yüzleşebildik? İnanç denen şey tek bir kelimeden oluşmuyor bana göre. İnandıklarımız ve inanmadıklarımız kısmını hepimiz biliyoruz, peki ya inanmak istemediklerimiz ve inanmamak istediklerimiz hakkında düşünelim mi biraz da? Çünkü bunlar bu yaşam sürecinde ya yoluna taş olup yağıyorlar ya da yolundaki engelleri teker teker aşmanda sana yardımcı oluyorlar. Nasıl mı? Haydi başlayalım…
Konu fark etmeksizin her zaman olduğu gibi önce özümüze odaklanarak başlayacağız işe. İnsan kendini tanıdı mı, anladı mı çevresini, tanıdığı, tanımadığı herkesi anlaması çok daha kolay oluyor çünkü. Kim bilir kendi hayatını neler yaparak daha çok zorlaştırdın?
❀ Yıllarını bir işte harcayıp neden daha başarılı olamadığını ya da kazancına rağmen neyin sana yetmediğini mi sorgulayıp duruyorsun? Yüzleş, yıllarını vermiş olsan da istediğin mesleği yapmıyorsun. Yapbozdaki bir türlü bir yere uymayan parça gibi kendini eğdin büktün fakat yine de o kalıba giremedin, çünkü sen başka bir yapbozun parçasısın. Sen beceriksiz değilsin, kendini uydurmaya çalışmanın çabası sevmediğin bir alanda en fazla bu kadar işe yarıyor. Bu yüzleşme kendini başarısız görüp özsaygını yitirmene engel olacak.
❀ Hayatında mutlu etmeye canla başla çabaladığın insan ne yaparsan yap tatmin olmuyor, yıprandın, mutsuzsun fakat yine de problemin kendinde olduğunu düşünüp daha çok ödün vermeye devam mı ediyorsun? Yüzleş, üzgünüm ama duygusal kahraman(köle) olma ihtimalin çok yüksek. Bu karşındaki insanı da seni de suçlu yapmaz. İkinizin de eksik yönlerini tamamlama, onaylanma biçiminiz haline gelmiş olabilir. O kendine sırtını sıvazlayacak, sürekli “sen de ne zor şeyler yaşadın, geçecek, yanındayım” diyen bir insana ihtiyaç duyuyor ve sen bunu sağlıyorsun. Sense muhtemelen “iyi ki yanımdasın, sen olmasan ne yapardım bilmiyorum.” gibi cümleleri duyup içten içe onaylanma arzunu tatmin ediyorsun. İkiniz de bilinçli değilsiniz, ikiniz de kasten yapmıyorsunuz fakat bu alışılagelmiş hareket ikinizi de bir çıkmaza doğru sürüklüyor. Onu tek başına problemlerini aşamamaya, seni de “bana ihtiyacı var” inancına ve karşındakine bağlı kalmaya itiyor. Bu yüzleşme ikinizin de duygusal özgürlüğe kavuşmasını sağlayacak. O problemleriyle yüzleşecek, sen de bir insanı duygusal olarak kendine bağlamanla. (Bir insana duygusal olarak bağlanmanla da denebilir.)
❀ Çok değer verdiğin biri tarafından aklının ucundan bile geçmeyecek bir ihanete mi uğradın? Yüzleş, karşındaki insan kim olursa olsun, hayatındaki konumu ne olursa olsun sadece bir insan. Doğruları, yanlışları olan bir insan. Onun senin eşin, çocuğun, ebeveynin, kardeşin, dostun olması bu gerçekliğin üzerini örtmüyor. Herkes hata yapar, sen “o bunu nasıl yapabilir?” diye inanmamak istemene değil, bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğine odaklan. Çünkü sen de dahil herkes her şeyi yapabilir. Bu yüzleşme senin insan ilişkilerinde daha cesaretli ve dirayetli olmanı sağlayacak.
❀ Çalışan bir annesin ve toplum tarafından oluşturulan şu “mükemmel anne” sıfatına uymadığına mı inanmak istiyorsun? “Çocuğumdan zaman mı çalıyorum?, Çalışmasam ona nasıl daha iyi bir gelecek sağlayacağım? Sürekli yanında olmadığım için kesin bir şeyi eksik kalıyor ki zaten x kişisi de geçenlerde böyle demişti, hem onunla oyunlar oynamak istiyorum hem onu doyurmak istiyorum ama bir yandan da deli gibi yorgunum sadece yatak istiyorum, ne biçim anneyim ben?!” gibi zibilyon cümle dolanıyor beyninde biliyorum. Yüzleş, kurulu bir robot değilsin. Yorulabilir, sıkılabilir, kendine vakit ayırmak isteyebilir, bazen pes edip bazen çok yetersiz hissedebilirsin. Anne olman insan olduğun ve kendi özel alanına, kendi ihtiyaçlarına sahip olduğun gerçeğini değiştirmiyor. Kalıplara göre değil, kendi doğruna göre yaşa. Senin çocuğunu senden daha çok kim sevebilir? Kim hakkında daha çok endişe duyabilir? (Elbette sen, ben de öyle düşünmüştüm. ☺ ) Şimdi bırak tüm bu keşke ağzı torba olsa da büzsek modeli insanların dediklerini de fark et artık, senin bu kadar kötü hissetmene neden olan hiç kimse mükemmel değil. Sana ahkam kestiği yönü tamamlamış olması onu senden daha üstün bir ebeveyn yapmıyor, onun da eksik kalan başka yönleri vardı ve zamanında onun da başına onlar kakıldı. Toplum baskısına değil, içgüdülerine güven. Bu yüzleşme sana kendinle barışmanı, kendini kabullenmeni, olmadığın biri gibi davranmaya çalıştığın zamanlar kendine ne büyük haksızlık ettiğini, sadece kendinken ne kadar da iyi bir anne olduğunu fark etmeni sağlayacak. Sen senin hikayenin başrolü, kahramanı, en iyisisin. Kendi hikayelerinin kahramanı olmayı başaramayan insanlar başkalarının hikayelerini karalamaya çalışırlar. Sen seninkini gönlünce yaz, çiz ve oyna.
Burada okumadığın ama yüzleşmek zorunda olduğun kim bilir ne çok şey var hayatında. Benim de var.
❀ Bu kadar farklı içerikli kitaplar alma, okumayı çok sevsen de sevmediğin türleri okurken bitsin diye gözlerin kanıyor sonra. Yüzleş, her konuya da ilgi duymuyorsun işte.
❀ Bu kadar çok kurs satın alıp, türlü türlü eğitimlere katılıp durma. Yüzleş, hepsine bayılmayacaksın ve günlerini ağzına kadar doldurduğun planlarına sandığın kadar sadık kalmayacaksın işte.
❀ Tüm müzik türlerinde kendine hitap edecek bir şeyler buluyorsun ama şu klasik müzik olayını abartma. Yüzleş, Vivaldi’den başkası yirmi dakikadan sonra sıkıyor, sana daha çok hareketli şeyler gerek işte.
Yaşamın her alanında hepimiz için sonsuz tane yüzleşecek şey var. Burada satırlara dökmediğim nice yüzleşişim ve nice yüzleşecek olduklarım var. Bir yerden başlamak lazım. Hayat kalıplardan, doğrulardan, yanlışlardan ibaret değil. Hayatta bizim kalıplarımız, bizim doğrularımız ve bizim yanlışlarımız da var. Hepsiyle yüzleşmeli ve bu sayede kendimizi, çevremizi hiç tanımadığımız kadar iyi tanımalıyız. Dünya ancak böyle daha yaşanılası olacak. ☺







































Yorumlar